• Telefon: +90 (532) 162 48 92
  • E-Posta: info@psikologirmakseyhan.com
EVLİLİK DOYUMUNU NELER ETKİLER

EVLİLİK DOYUMUNU NELER ETKİLER

Evlilik birliği içerisinde eşler arasında evlilik doyumu zaman zaman değişmektedir. Bu her evlilikte farklı boyutlarda ve farklı faktörler tarafından yaşanmaktadır. Çağ ve Yıldırım’ın 2016 yılında Ankara ilinde yaşayan 811 çift ( 448 (%54) Kadın ve 363 (%46) Erkek) ile yaptıkları araştırmada eş desteği, cinsiyet, gelir düzeyi, cinsel yaşam memnuniyeti, çocuk sayısı, evlilik süresi, eşler arasındaki yaş farkı, eşlerin ev içi sorumluluklarını paylaşma düzeyi değişkenlerinin evlilik doyumunu ne düzeyde yordayıp yordamadığı araştırılmıştır. Bu araştırmanın sonucuna göre cinsiyet, çocuk sayısı, evlilik süresi, eşler arası yaş farkı, ortalama aylık gelir düzeyi ve ev içi sorumlulukların paylaşımı değişkenlerinin evlilik doyumunu yordamadığı görülmüş ve benzer araştırmalar ile bu çıkan sonuçlar desteklenmiştir (Çağ ve Yıldırım, 2016). Literatürde bulunan birçok araştırma sonucuna göre evlilik doyumunu belirleyen faktörleri ve değişkenleri inceleyecek olursak;

Sevgi ve Aşk

Sevmek ve sevilmek duyguları insanların doğumundan beri gelen temel duygulardır. Her insan sevmek ve sevilmek ister. Sevmek ve sevilmek duyguları insanlara değerli olduğu hissini vermektedir. Duygusal ve psikolojik bir ihtiyaç olan sevmek ve sevilmek eşlerin evlilik doyumunu etkilemektedir. Evlilik birliği içerisinde duygusal olarak birbirine bağlı olan çiftler ve duygusal olarak kendini güvende hisseden çiftler doyumlu bir birliktelik yaşarlar (Özer, 2017). Evlilik içinde eşe karşı duyulan sevgi, sevginin miktarı, bu sevginin karşı tarafa yansıtılması evlilik doyumu üzerinde etkili bir faktördür. Evlilik doyumu ile evlilik içerisinde eşlerin birbirine karşı yakın olmaları arasında doğrudan bir ilişki vardır. Eşler arası yakınlık arttıkça, eşlerin evlilik doyumları da artmaktadır ( Mussatayeva, 2018). Flört döneminde başlayan aşk ve sevgi duyguları evliliklerin ilk yıllarında da devam etmektedir. Evlilik birliği içerisinde ne zaman eşler arasında bir takım duygular, davranışlar rutine binmeye başlarsa, o evlilik içinde aşk ve sevgi etkililiğini yitirmeye başlar. Sevgi ve aşkın etkililiğinin azaldığı evliliklerde evlilik doyumunda azalmalar meydana gelmektedir. Uzun süreli romantik alışkanlıkların var olduğu evliliklerde evlilik doyumu olumlu olarak etkilenmektedir. Sevgi, aşk ve evlilik doyumu doğrudan ilişkilidir (Özer, 2017).

İletişim

 İletişim, insanın olduğu her ortamda yer alır. Her ilişki sağlıklı iletişimden beslenir. İletişim, insan ilişkileri için çok önemli kavramlardan birisidir. İletişimin sağlıklı olması insan ilişkilerinin kuvvetli olmasını sağlamaktadır. İletişim becerileri; dinleme becerisini, empati kurma becerisini, kendini anlatma becerisini, iletişim esnasında alttan yatan duyguları alabilme becerilerini içermektedir. Kişiler arasında iletişim konusunda en çok yapılan hatalar ; karşında ki kişinin aklından geçeni okumaya çalışma, karşındaki kişinin söyledikleri belli noktalara odaklanıp sadece o bilgileri alma (süzgeçten geçirme), yargılama, ağız dalaşına girme, savunma, haklı olmaya çalışma, konuyu saptırma, geçmişi deşme, sen dilini kullanarak suçlayıcı yaklaşma, duyguları tanımama, öfke kontörlü yapamama davranışları üzerine olur. Evlilik doyumunu etkileyen en önemli faktörlerden birisi de eşler arası iletişimdir. İletişim sözlü ve sözel olmayan bilgi alışverişi olarak tanımlanabilir. Hayatın her alanında olduğu gibi evliliklerde de eşler arası en etkili iletişim türü açık ve doğrudan iletişim olurken en etkisiz iletişim türü maskeli (kapalı) ve dolaylı olan iletişim türüdür. Yapılan araştırmalarda eşler arası iletişim becerisi yüksek olan çiftlerin evlilik doyumlarının yüksek, iletişim becerisi düşük olan çiftlerin ise evlilik doyumlarının düşük olduğu karşımıza çıkmaktadır (Özer, 2017). Eşler arasında verilen mesaj ne kadar açık ve verilen mesajın kimin için söylendiği belli olursa, o evlilik içerisinde sağlıklı bir iletişim var diyebiliriz. Bunun yanı sıra eşler arasında söylenen mesajın içeriği ne kadar çelişki, kapalı ve mesajın gideceği kişi belirsiz olursa o evlilik içerisinde sağlıksız bir iletişim var diyebiliriz. İletişim alanında mesajın iletimi kadar, o mesajın alıcı tarafından alınıp alınmadığı ve nasıl yorumlandığı da önemli bir konudur. Sözlü ve sözsüz iletişim içinde eşlerin mesajları algılama biçimleri ve yorumlama nitelikleri ilişki doyumunu doğrudan etkilemektedir (Özer, 2017). Evlilikler, eşler arası doğru ve sağlıklı iletişimin var olması ile sağlıklı yapısını korumaktadır. Eşlerin birbirine karşı sosyal, cinsel, duygusal ihtiyaçlarını dile getirmeleri için karşılıklı açık, net ve doğrudan iletişim içinde bulunmaları gerekmektedir. Sağlıklı fonksiyona sahip evliliklerin yolu sağlıklı iletişimden geçmektedir. Buluş ve Bağcı’nın 2016 yılında 208 çift ( 208 kadın ve 208 erkek) ile yaptıkları çalışmada evlilik doyumu yordamada aile yılmazlığı ve etkili iletişim becerilerinin rolü (ego geliştirici dil, etkin dinleme, kendini tanıma- kendini açma, empati, ben dilini kullanma alt boyutları) incelenmiştir. Bu araştırmadan alınan sonuca göre kadınlar ve erkekler için evlilik doyumu ile ego geliştirici dil, etkin dinleme, kendini tanıma- kendini açma, empati, ben dilini kullanma alt boyutları arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu bulunmuş ve kadınlar için ben dili iletişim becerisini kullanmanın, erkekler için ise egoyu geliştirici dil iletişim becerisini kullanmanın evlilik doyumunu en güçlü şekilde yordadığı ve yükselttiği söylenebilir ( Buluş ve Bağcı, 2016).

Çatışma ve Problem Çözme Becerileri

Çatışma, iki veya daha fazla kişi arasında geçen duygu, düşünce, durum, davranış karşısında oluşan zıtlık, çözüm yetersizliği, amaçların engellenmesi durumudur. Evlilik çatışması ise çiftler arasında kişilerin duygusal, fizyolojik, sosyal alanlarındaki ihtiyaçlarının karşılanmasını engelleyen olay ve bu olaydan kaynaklı ortaya çıkan gerginliktir (Bener, 2017). Evlilik doyumu ve eşler arası çatışma kavramları birbirine zıt kavramlar olarak görünse bile evlilik doyumu yüksek olan çiftlerinde çatışma yaşadıkları ortadadır (Grych ve Fincham, 1990). Her çift zaman zaman evliliklerinde çatışma yaşayabilirler. Burada önemli olan çatışmalar esnasında ve sonrasında eşler arasında kurulan iletişimin nasıl olduğu, yaşanan çatışmaların sıklığı ve büyüklüğü, bu çatışmanın ilişkilerini nasıl yansıdığı, fikir ayrılıkları noktasında eşlerin birbirine nasıl davrandıkları ve çatışmalara karşı çözüm yolu bulup bulamadıklarıdır (Özer, 2017). Evlilik birliği içerisinde eşler arasında yoğun çatışmalar yaşanması ve etkili bir şekilde problemin çözülememesinden kaynaklı olarak eşler arası ilişkiler bozulmakta, evlilik doyumu düşmekte ve boşanmalar meydana gelmektedir (Erok, 2013). Eşler arasında çatışmanın önemli bir konu olması yanı sıra eşlerin problem çözme becerisine sahip olmaları da önemli bir konudur. Problem çözme becerisi, eşler için var olan problemin net olarak tanımlanmasını, her iki eşin de var olan bu probleme karşı çözüm yolları ortaya koymasını ve ortaya çıkan çözüm yollarından eşlere uygun olan çözüm yolunu seçip uygulamalarını içerir. Genellikle sağlıksız fonksiyona sahip evlilikler içerisinde eşler arasında problemi ortadan kaldırabilecek davranışlar içinde daha az oldukları, daha çok problem çözümünü engelleyen davranışlar içinde oldukları görülmektedir ( Özer, 2017). Çatışma ilişkilerin doğal bir sürecidir. Her çatışma kötü olarak sonuçlanmaz hatta yaşanan çatışma üzerinde eşler problem çözme becerisine sahip olurlarsa anlaşmazlıkları ortadan kaldırabilirler. Unutulmamalıdır ki evlilik doyumu çiftlerin ortak hayat görüşlerinden, temel konularda fikir birliğinden beslenir. Eşler arasında yaşanan şiddetli ve sık olan tartışmalar, problem çözme becerisindeki eksiklikler, tartışılamayan veya üstü kapanan problemler evlilikleri negatif yönde etkilemekte ve evlilik doyumunu düşürmektedir ( Özer, 2017).

Birlikte Zaman Geçirme

Birlikte zaman geçirme, eşlerin ortak zaman dilimi paylaşımı olmasını, ilgi duyulan ortak zevklere sahip olmayı, boş zamanlarda beraber vakit geçirmeyi, ortak paylaşımlar içinde olmayı, içermektedir. Evlilik içerisinde eşlerin birlikte zaman geçiriyor olabilmeleri evlilik doyumu üzerinde etkili bir faktördür. Evliliklerde eşlerin birbirine zaman ayırmamaları, eşler arası ortak zevklerin olmaması veya birbirine zaman ayırma ve ortak zevk paylaşımları ilişkinin başında varken evliliklerde zaman içinde azalmaların olması evlilik doyumunu negatif olarak etkilemektedir. Evliliklerde karı koca arasında arkadaşlık kavramının da önemli bir yeri vardır. Eşler arasında beklenen bu arkadaşlık kavramı aynı zamanda eşlerin birbirine karşı duygusal yakınlığında bir göstergesi olmaktadır (Özer, 2017). Eşlerin birlikte zaman geçirmeleri, ortak paylaşım içinde olmaları, ortak aktivite ve idealler içinde yer almaları evlilik ilişkilerini beslemektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda eşlerin boş zamanlarını birbirlerine ayırmaları beraber eğlenceli aktivite ve ortak paylaşımlar içinde yer almaları ile evlilik doyumu arasında pozitif yönde bir ilişki bulunmaktadır (Özer, 2017).  Eşlerin birlikte zaman geçirmeleri konusunda önemli olan noktalar her iki tarafın isteğiyle ve zevkine uygun şekilde birlikte zamanı geçirmektir. Unutulmamalıdır ki eşlerden birisinin hoşuna gitmeyen veya zorla bir durum içinde yer alması evlilikleri içinde yeni çatışmaları doğurabilir. Eşlerin birlikte zaman geçirirken her iki tarafı da doyuran, ortak zevklere yönelik, nitelikli zaman geçirmek evlilik doyumuna pozitif etki yaratırken, evliliklerine de koruyucu bir etki yaratmaktadır.

Ekonomik Güç

Ailenin temel işlevlerinden birisi olan ekonomi sağlıklı bir evlilik için önemli konulardan birisidir. Evlilik doyumuna etki eden faktörler arasında ailenin ekonomisi ve bu ekonomiye bağlı yaşanılan olaylar yer almaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda sosyo- ekonomik gücün, eğitim düzeyinin ve modernliğin kadınların evlilik doyumuna doğrudan etki ettiği, erkeklere ise dolaylı olarak etki etmediği bulunmuştur ( Mussatayeva, 2018). Evlilik içerisinde eşlerin ekonomik konularda sıkıntı yaşamaları kişilerin evlilikleri içerisinde kendilerinin maddi anlamda güvende hissetmemeleri, eşler arasında maddi konularda çıkan tartışmalar, maddi güvensizlik durumları eşlerin evlilik doyumunu azaltmaktadır (Özer, 2017). Toplum içinde yaşanan sosyo-ekonomik değişimler aileleri de doğrudan etkilemektedir. Ekonomik konular ailenin temel işlevlerinden birisi olmasından kaynaklı aile, toplumun en küçük üretim ve tüketim sağlayan yapışır (Mussaayeva, 2018). Bu yüzden toplumda meydana gelen ekonomik değişimler aileleri etkilemekte ve bu durumdan da eşler arası ilişkiler ile eşler arası doyum etkilenmektedir. Toplumda ve aile içinde meydana gelen farklılaşmalar sonucunda ailenin toplumsal konumunun, aile bütçesinin, rollerin değişmesi, ailenin yoksullaşma yaşaması veya işsizlik gibi ekonomi temelli pek çok konu aile dinamiklerine direk etki yapmaktadır (Özer, 2017). Aile içerisinde ekonominin sağlıklı ve dengeli şekilde yürütülmesi evlilik doyumuna pozitif yönü etkiler sağlarken, ekonominin sağlıksız ve dengesiz şekilde yürütülmesi eşlerin ilişkisine ve evlilik doyumuna negatif yönlü yansımalar yapmaktadır. Ekonomik konular evlilik doyumunu etki ederken, aylık gelir düzeyinin evlilik doyumuna bir etkisi bulunmamaktadır. Burada ekonomik olarak evlilik doyumunu etkileyen faktörler kişilerin evlilik içerisinde maddi olarak kendini yeterli ve güvende hissetmesine bağladır.

 

Cinsellik

Cinsellik, iki kişinin isteği üzerine, bu kişilerin birbirine uyum çerçevesi içerisinde olarak sosyal kuralları, tabuları, değer yargılarını içeren biyolojik, psikolojik ve sosyal yönleri olan özel bir yaşantı olarak tanımlanır (Gülsün ve Bozkurt, 2009). Cinsellik insanın doğumundan ölümüne kadar olan süreç içerisinde insan hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Biyolojik açıdan cinsellik üremeyi ve neslin devamını sağlarken, psikolojik açıdan sevme, sevilme, ilişkiden haz alma ve ilişkiye karşı doyum sağlama gibi ihtiyaçları barındırır (Çelik, 2021). Sağlıklı bir evlilik üzerinde cinselliğin etkileri vardır. Cinsel ilişki evlilik doyumunu doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir. Çağ ve Yıldırım’ın 2016 yılında Ankara ilinde yaşayan 811 çift ( 448 (%54) Kadın ve 363 (%46) Erkek) ile yaptıkları araştırmada eş desteği, cinsiyet, gelir düzeyi, cinsel yaşam memnuniyeti, çocuk sayısı, evlilik süresi, eşler arasındaki yaş farkı, eşlerin ev içi sorumluluklarını paylaşma düzeyi değişkenlerinin evlilik doyumunu ne düzeyde yordayıp yordamadığı araştırılmıştır. Araştırmanın sonucuna göre bu değişkenler arasında eşlerin cinsel yaşamlarının evlilik doyumlarını ikinci sırada yordadığı bulunmuştur (Çağ ve Yıldırım, 2016).Cinsellik eşler arasında güçlü bağlar oluşturup, eşlerin ilişkilerinin güçlendiren, eşlerin birbiriyle olan paylaşımlarını arttıran bir durumdur (Radoplu, 2019). Evlilikler içerisinde cinselliğin eşler açısında istenilmeyen düzeyde olması, o evlilikte bulunan eşlerin veya eşin evliliklerine karşı kaygılarının artmasına, eş rollerinde değersizlik, güçsüzlük, sevilmeme korkusuna ve kendini ilişkiye uzak hissetmeye, ilişkide doyum eksikliğine yol açabilmektedir. Eşlerin cinsel ihtiyaçlarının karşılanmaması, cinsel doyuma ulaşamaması evlilikte cinsel isteksizliğin olması evlilik doyumunu olumsuz şekilde etkilemektedir (Özer, 2017). Eşlerin, evlilikleri içerisinde cinsel konularda birbirlerine karşı rahat olabilmeleri, cinsel hayatlarıyla ilgili konuları birbirleriyle konuşabilmeleri ve cinsellik konularına ilişkin mitlere sahip olmamaları evlilik doyumlarına yönünden güçlü bir etkiye sahip olmalarına neden olur.

Psikopatolojik Etmenler

Eşlerin psikopatolojik durumları evlilik ilişkilerini etkilemektedir. Psikopatoloji, evlilik içi işleyiş ile sağlıklı eş ilişkileriyle yakından bağlantılıdır. Psikopatolojiye sahip olan kişilerin sorunlara yaklaşımı, sorunlara çözüm üretebilmeleri, günlük işlevleri, iletişim kurma şekilleri, ilişkilerde duygu ve mantık arası köprü kurma, bunları dengeleyebilme yani duygu düzenleme yapabilme becerileri, kendi ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamaları sağlıklı psikolojiye sahip kişilere görece daha zor ve farklıdır. Psikopatoloji durumları kişilerin evliliklerini ve eş, çocuk ilişkilerini dolaylı veya doğrudan etkilemektedir. Ruh sağlığı, sağlıklı evlilik sistemi için önemli noktalardan birisidir. Psikopatolojinin var olduğu evliliklerde hem psikopatolojiye sahip olan kişinin hem de eşinin evlilik doyumunu etkilemektedir. Daha önceden bu konu üzerine yapılan bazı araştırmalarda duygu durum bozukluğu olan kişilerin, kaygı bozukluğuna ve madde bağımlılığına sahip olan kişilerin, her hangi bir bozukluğa sahip olmayan kişilere göre daha düşük evlilik doyumu yaşadıkları ortaya çıkmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda evlilik birliği içerisinde kişilerin sahip olduğu psikopatolojik durumların varlığı diğer eş için evlilik doyumunu düşürmektedir (Whisman, Uebelacker ve Weinstock, 2004). Psikopatolojinin yer aldığı evliliklerde eşler arasında evliliğe karşı görece daha zayıf uyum görülürken, psikopatolojinin yer almadığı evlilikler içinde eşlerin daha çok uyum sağladığı görülebilmektedir. Evlilik doyumu üzerinde literatürde yer alan araştırmalar sonucunda evlilik doyumunun yüksek olması depresyonu, travma sonrası stres bozukluğunu, kaygı bozukluğunu ve obsesif kompulsif bozukluğunu azalttığı ortaya çıkmıştır.

 

Eş Desteği

Eşlerin evlilik doyumlarını etkileyen bir diğer faktör ise eş desteği konusudur. Yapılan araştırmalarda eş desteğinin kişilerin daha sağlıklı bir yaşam yaşamada, depresyon seviyelerinin düşürmesinde, evliliklerinde yaşanan sorunların daha rahat çözebilmesinde etkili olduğu bulunmuştur (Çağ ve Yıldırım, 2016). Çiftler evliliklerinde eşlerinden gördüğü destekle stresli yaşam olaylarını daha rahat atlatabilmekte ve kendilerini eşlerine duygusal olarak daha yakın hissetmektedirler. Eş desteğinin yer aldığı evliliklerde eşler arasında çatışma ve stres daha az olmaktadır. Çağ ve Yıldırım’ın 2016 yılında Ankara ilinde yaşayan 811 çift ( 448 (%54) Kadın ve 363 (%46) Erkek) ile yaptıkları araştırmada eş desteği, cinsiyet, gelir düzeyi, cinsel yaşam memnuniyeti, çocuk sayısı, evlilik süresi, eşler arasındaki yaş farkı, eşlerin ev içi sorumluluklarını paylaşma düzeyi değişkenlerinin evlilik doyumunu ne düzeyde yordayıp yordamadığı araştırılmıştır. Bu yapılan araştırmada çiftlerden bilgi almak için evlilik yaşam ölçeği, eş destek ölçeği ve kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Yapılan bu araştırma sonucuna göre tüm bu değişkenler arasında (eş desteği, cinsiyet, gelir düzeyi, cinsel yaşam memnuniyeti, çocuk sayısı, evlilik süresi, eşler arasındaki yaş farkı, eşlerin ev içi sorumluluklarını paylaşma düzeyi) eşlerin birbirlerinden aldıkları deste (eş desteği değişkeni) evlilik doyumunu birinci sırada yordamaktadır (Çağ ve Yıldırım, 2016).

 

 

KAYNAKÇA;

Bener, V. (2017). KKTC’de Yaşayan Evli Bireylerin Evlilik Çatışması Çatışma Çözüm Stilleri ve Evlilik Doyumlarının Farklı Değişkenler Açısından İncelenmesi (Master's thesis, Eastern Mediterranean University (EMU)-Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ)), Kıbrıs.

  Buluş, M., & Bağcı, B. (2016). Evlilik doyumu: Aile yılmazlığı ve etkili iletişim becerilerinin rolü. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi1(40).

Çağ, P., & Yıldırım, İ. (2016). Evlilik doyumunu yordayan ilişkisel ve kişisel değişkenler. Turkish Psychological Counseling and Guidance Journal4(39).

Çelik, E. (2012). Evli bireylerin cinsel özgüven düzeyleri ile cinsel öz-yeterlik, evlilik yaşam doyumu ve cinsel utangaçlıkların incelenmesi.

Erok, M. (2013). İlişkilere ilişkin bilişsel çarpıtmalar, ilişkiye dair inançlar, kişilerarası öfke, kişilerarası ilişkiler, problem çözme ve evlilik çatışması (Master's thesis, Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü), İstanbul, Türkiye.

Gülsün, M., Ak, M., & Bozkurt, A. (2009). Psikiyatrik açıdan evlilik ve cinsellik. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar1(1), 68-79.

Grych, J. H., & Fincham, F. D. (1990). Marital conflict and children's adjustment: a cognitive-contextual framework. Psychological bulletin108(2), 267.

Hünler, O. S. & Gençöz, T. (2003). Boyun Eğici Davranışlar ve Evlilik Doyumu İlşkisi: Algılanan Evlilik Problemleri Çözümünün Rolü. Türk Psikoloji Dergisi18(51), 99-108.

Mussatayeva, M. (2018). Alt sosyo-ekonomik düzeydeki kadınların evlilik doyumu ile aile işlevlerinin incelenmesi.

Özer, E. (2016). Evlilik Doyumu ve Çift İlişkisi. Ankara: Akademisyen Kitabevi.

Rodoplu, A. (2019). Evli çiftlerde evlilik uyumu ile cinsel doyum arasındaki ilişkinin incelenmesi (Master's thesis, İstanbul Gelişim Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü), İstanbul, Türkiye.

Whisman, M. A., Uebelacker, L. A., & Weinstock, L. M. (2004). Psychopathology and marital satisfaction: the importance of evaluating both partners. Journal of consulting and clinical psychology72(5), 830.

Hemen Arayın Whatsapp'tan Yazın

Hemen
Arayın

Whatsapp'tan
Yazın